Ayıplı Mal ve Hizmetler: Ayıplı Malda Tüketici Hakları ve Hukuki Yollar
- Harun Emre Şentürk
- 3 Mar
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 5 Mar

Ayıplı Mal ve Hizmet Nedir?
Ayıplı mal ve hizmet, tüketicinin satın aldığı mal veya hizmetin, sözleşme ve mevzuata uygun olmaması, taahhüt edilen nitelikleri taşımaması veya kullanım amacına uygun olmaması durumudur. Bu tür ürünler veya hizmetler, tüketicinin makul beklentilerini karşılamaz ve genellikle ekonomik kayıplara veya kullanım güçlüklerine neden olur.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) madde 8'e göre, tüketiciye teslim anında mevcut olan eksiklikler ayıplı sayılır. Satıcı veya sağlayıcı, mal veya hizmetin tüketiciye sözleşmeye uygun, eksiksiz ve kullanılabilir bir şekilde sunulmasını sağlamakla yükümlüdür. Aksi takdirde, tüketici hukuki yollarla haklarını arayabilir ve çeşitli tazmin edici haklardan yararlanabilir.
Ayıplı mal kavramı, sadece fiziksel kusurları değil, aynı zamanda teknik, ekonomik, hukuki veya fonksiyonel eksiklikleri de kapsar. Örneğin, teknik açıdan çalışmayan bir cep telefonu, ambalajında belirtilen özellikleri taşımayan bir beyaz eşya veya hukuki olarak eksik belgelerle sunulan bir taşınmaz ayıplı kabul edilir. Aynı şekilde, tüketiciye verilen bir hizmet, vaat edilen kalite ve standartlara uymuyorsa ayıplı hizmet olarak değerlendirilir.
Ayıplı mal ve hizmetlerle ilgili yasal düzenlemeler, tüketicinin korunmasını amaçlar ve satıcı veya sağlayıcının sorumluluklarını belirler. Tüketiciler, teslim anında veya kullanım sürecinde fark ettikleri ayıpları yetkili mercilere bildirebilir ve çeşitli hukuki haklardan yararlanabilir. Bu noktada, ayıplı mal ve hizmet türlerini bilmek, tüketicinin doğru şekilde haklarını aramasına yardımcı olur.
Ayıplı Mal ve Hizmet Türleri
Ayıplı mal ve hizmetler, tüketicinin ürünü veya hizmeti teslim aldıktan sonra fark edebileceği veya zamanla ortaya çıkabilecek eksiklikler nedeniyle farklı kategorilere ayrılır. Her ayıp türü, tüketicinin karşılaşabileceği farklı mağduriyetleri ifade eder ve bu mağduriyetler doğrultusunda tüketicinin başvurabileceği hukuki yollar değişebilir. Ayıp türlerinin bilinmesi, tüketicinin hangi durumda ne tür haklara sahip olduğunu anlamasını sağlar ve satıcıya karşı daha güçlü bir pozisyonda olmasına yardımcı olur.
Tüketicinin karşılaşabileceği en yaygın ayıplı mal ve hizmet türleri şunlardır:
Açık Ayıp
Açık ayıplar, tüketicinin ürünü veya hizmeti teslim aldığı anda kolaylıkla fark edebileceği eksikliklerdir. Örneğin, yeni satın alınan bir telefonun ekranında çizikler olması veya bir kıyafetin dikişlerinde belirgin hatalar bulunması açık ayıp olarak değerlendirilir. Bu tür ayıplar, teslim anında fark edilebildiği için tüketici, ürünü teslim almadan önce dikkatlice incelemeli ve eğer ayıp tespit edilirse derhal satıcıya bildirmelidir.
Gizli Ayıp
Gizli ayıplar, ilk kullanımda veya zamanla ortaya çıkan, tüketici tarafından teslim anında fark edilemeyen kusurlardır. Örneğin, bir beyaz eşyanın birkaç kullanımdan sonra çalışmaması veya bir otomobilin motorunda gizli bir üretim hatası bulunması, gizli ayıp kapsamına girer. Bu tür ayıplar, tüketiciyi daha fazla mağdur edebileceği için genellikle satıcının sorumluluk süresi içinde ortaya çıkarsa tazmin edilmesi gerekir.
Ekonomik Ayıp
Ekonomik ayıplar, bir malın veya hizmetin tüketiciye vaat edilen performansı göstermemesi veya ekonomik değerini düşüren eksikliklere sahip olması durumudur. Örneğin, yakıt tasarrufu vaat edilen bir aracın beklenenden çok daha fazla yakıt tüketmesi veya uzun ömürlü olduğu belirtilen bir elektronik cihazın kısa sürede bozulması ekonomik ayıba örnek verilebilir.
Hukuki Ayıp
Hukuki ayıplar, tüketicinin satın aldığı mal veya hizmetin hukuki açıdan kullanımını engelleyen eksiklikleri içerir. Örneğin, tapusu eksik veya üzerinde ipotek bulunan bir taşınmaz satılması, hukuki ayıp olarak değerlendirilir. Tüketici, böyle bir durumla karşılaştığında hukuki süreci başlatarak zararının giderilmesini talep edebilir.
Fonksiyonel Ayıp
Fonksiyonel ayıplar, malın temel fonksiyonlarını yerine getirememesi veya beklenen performansı sağlayamaması durumunu ifade eder. Örneğin, bir çamaşır makinesinin suyu yeterince ısıtmaması veya bir klimanın soğutma yapmaması fonksiyonel ayıp olarak değerlendirilir. Bu tür ayıplar, malın kullanım amacını doğrudan etkilediği için tüketici açısından ciddi bir mağduriyete neden olabilir.
Ayıplı mal ve hizmet türleri, tüketicinin başvuracağı hukuki yollar açısından da önemlidir. Açık ayıplar için tüketicinin kısa sürede harekete geçmesi gerekirken, gizli ayıplar belirli bir süre içinde ortaya çıkması durumunda da hukuki olarak tazmin edilebilir. Tüketicilerin mağduriyet yaşamamak için ürün veya hizmetleri satın almadan önce iyi incelemesi ve satış sonrası süreçlerde haklarını bilerek hareket etmesi büyük önem taşır.
Ayıplı Malda Tüketicinin Seçimlik Hakları
Ayıplı mal veya hizmetle karşılaşan tüketiciler, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesi kapsamında belirlenen çeşitli seçimlik haklara sahiptir. Bu haklar, tüketicinin mağduriyetinin giderilmesini sağlamak ve satıcının ya da sağlayıcının sorumluluklarını yerine getirmesini zorunlu kılmak amacıyla düzenlenmiştir. Tüketicinin, hangi hakkı seçeceği, ayıbın türüne, ürünün veya hizmetin niteliğine ve tespit edilen kusurun derecesine bağlı olarak değişebilir.
Ayıplı malda tüketicinin hakları şunlardır:
Bedel İadesi: Tüketici, malı veya hizmeti iade ederek ödediği bedelin tamamını geri alma hakkına sahiptir. Bu hak, özellikle malın ya da hizmetin kullanılamayacak durumda olduğu veya temel işlevlerini yerine getirmediği durumlarda sıklıkla tercih edilir. Örneğin, fabrikasyon hatası nedeniyle sürekli arızalanan bir elektronik cihaz, tüketici tarafından bedel iadesi talep edilerek iade edilebilir.
Malın Ayıpsız Misliyle Değiştirilmesi: Tüketici, ayıplı mal yerine aynı türde, ancak ayıpsız bir mal ile değiştirilmesini talep edebilir. Bu hak özellikle üretim hatalarından kaynaklanan kusurlu ürünlerde yaygın olarak kullanılır. Örneğin, ekranında piksel hatası bulunan yeni bir telefonun, aynı marka ve modelde hatasız bir ürünle değiştirilmesi bu kapsama girer.
Ayıp Oranında Bedel İndirimi: Tüketici, ayıplı malı veya hizmeti kullanmaya devam etmek istiyorsa, ayıbın derecesine göre satıcıdan fiyat indirimi talep edebilir. Örneğin, küçük bir boya kusuru bulunan bir mobilya veya bazı fonksiyonları eksik çalışan bir elektronik cihaz için satıcıdan belirli bir indirim alınabilir.
Ürünün veya Hizmetin Ücretsiz Onarılması: Tüketici, ayıplı ürünün tamir edilerek kullanılabilir hale getirilmesini isteyebilir. Özellikle garanti süresi içinde meydana gelen kusurlar için bu hak sıklıkla tercih edilir. Örneğin, garanti kapsamında olan bir dizüstü bilgisayarın anakartında bir sorun çıkması halinde, satıcı veya yetkili servis tarafından ücretsiz onarım yapılması gerekir.
Tüketicinin seçimlik haklarını kullanabilmesi için satıcıya veya hizmet sağlayıcısına durumu yazılı olarak bildirmesi gerekmektedir. Tüketici, talebine karşılık olarak satıcının yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde yasal yollara başvurabilir. Tüketici, ürünün veya hizmetin faturasını saklamalı ve eğer varsa satış sözleşmesini delil olarak sunmalıdır.
Seçimlik hakların kullanımı açısından önemli bir detay, tüketicinin ilk tercih ettiği hakkın bağlayıcı olmasıdır. Örneğin, bedel iadesi talep eden bir tüketici, daha sonra malın değişimi hakkına geçiş yapamaz. Bu nedenle tüketicinin, kendisi için en uygun çözümü baştan belirleyerek hareket etmesi büyük önem taşır.
Tüketicinin, yukarıda sayılan seçimlik hakları doğrultusunda mağduriyet yaşaması halinde Tüketici Hakem Heyeti’ne veya Tüketici Mahkemesi’ne başvurma hakkı bulunmaktadır. Ancak, başvuru süresi içerisinde hareket edilmemesi durumunda, satıcı veya hizmet sağlayıcısının sorumluluğu ortadan kalkabilir. Bu yüzden tüketicilerin haklarını zamanında kullanmaları büyük önem taşır.
Ayıplı Malda Zamanaşımı Süreleri
Tüketicilerin ayıplı mal veya hizmet nedeniyle sahip oldukları hakları kullanabilmeleri için belirli süreler içinde harekete geçmeleri gerekmektedir. Zamanaşımı süreleri, tüketicinin mağduriyetini giderme hakkını kaybetmemesi açısından büyük önem taşır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve Türk Borçlar Kanunu’na göre, ayıplı mal ve hizmetler için uygulanacak zamanaşımı süreleri belirlenmiştir.
Tüketicilerin hak kaybına uğramaması için bu süreleri dikkate alarak başvurularını yapmaları gerekmektedir. Satıcı veya hizmet sağlayıcısının tüketiciyi yanıltması veya kusuru gizlemesi durumunda, zamanaşımı süresi durabilir veya uzayabilir. Ancak genel olarak, sürelerin dolmasının ardından tüketicinin seçimlik haklarını kullanması mümkün olmayacaktır.
Ayıplı mal ve hizmetler için belirlenen başlıca zamanaşımı süreleri şunlardır:
Genel zamanaşımı süresi 2 yıl olup, malın veya hizmetin tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren başlar. Tüketici, bu süre içinde malda veya hizmette bir ayıp tespit ederse, haklarını kullanarak satıcıdan talepte bulunabilir.
Motorlu taşıtlar için zamanaşımı süresi 10 yıldır. Otomobiller, motosikletler ve diğer motorlu taşıtlar, uzun vadeli kullanım amacıyla satın alındığından, bu tür mallardaki ayıplar için daha uzun süre tanınmaktadır.
Taşınmaz mallar için zamanaşımı süresi 5 yıl olarak belirlenmiştir. Ev, arsa, iş yeri gibi taşınmazlarla ilgili olarak satın alma işlemi sonrasında ortaya çıkan ayıplar için tüketici, satıcıya karşı bu süre içinde hukuki yollara başvurabilir.
Gizli ayıplar için ise zamanaşımı süresi 10 yıl olarak uygulanmaktadır. Gizli ayıplar, ilk kullanımda tespit edilemeyen ve zamanla ortaya çıkan kusurlardır. Örneğin, bir binada kullanılan malzemenin düşük kalitede olması nedeniyle birkaç yıl sonra yapısal sorunların meydana gelmesi gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilebilir.
Bu süreler, tüketicilerin satıcıdan hak talep edebilecekleri azami süreleri ifade eder. Ancak bazı özel durumlarda, örneğin satıcının tüketiciyi yanıltması veya ayıbı bilerek gizlemesi halinde, mahkemeler bu sürelerin tüketici lehine esnetilmesine karar verebilir.
Tüketicilerin, ayıplı mal veya hizmetle karşılaşmaları durumunda zamanaşımı sürelerini kaçırmadan hareket etmeleri büyük önem taşır. Haklarını korumak adına ayıbın tespit edildiği anda satıcı veya hizmet sağlayıcısına yazılı bir bildirimde bulunulmalı ve gerektiğinde hukuki başvuru süreçleri başlatılmalıdır.
Hukuki Başvuru Yolları
Tüketiciler, ayıplı mal veya hizmet nedeniyle mağduriyet yaşadıklarında, haklarını koruyabilmek için belirli hukuki yolları kullanabilirler. Türkiye’de tüketici haklarını koruma mekanizmaları, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Ayıplı mal veya hizmet nedeniyle zarar gören bir tüketici, duruma göre Tüketici Hakem Heyeti’ne veya Tüketici Mahkemesi’ne başvurarak hakkını arayabilir.
Başvuru sürecinin doğru şekilde yürütülmesi için tüketicinin gerekli belgeleri toplaması ve zamanaşımı sürelerine dikkat etmesi gerekmektedir. Tüketicinin, mağduriyetini ispat edebilmesi için satış sözleşmesi, fatura, garanti belgesi, servis kayıtları ve yazışmalar gibi belgeleri saklaması önemlidir. Ayrıca, başvurular yazılı olarak yapılmalı ve mümkünse noter aracılığıyla bildirimde bulunulmalıdır.
Tüketicilerin başvurabileceği hukuki yollar şunlardır:
Tüketici Hakem Heyeti
Tüketici Hakem Heyetleri, belirli bir parasal sınırın altındaki uyuşmazlıkları çözmekle yetkilidir. 2024 yılı itibarıyla, 66.000 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar için tüketiciler, Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabilir. Başvurular, tüketicinin ikametgahının bulunduğu veya satıcının faaliyet gösterdiği il ya da ilçe hakem heyetlerine yapılabilir. Tüketiciler, başvurularını e-Devlet üzerinden online olarak veya doğrudan ilçe kaymakamlıklarında bulunan Tüketici Hakem Heyetlerine bizzat giderek yapabilirler.
Tüketici Mahkemesi
66.000 TL’yi aşan uyuşmazlıklarda ise doğrudan Tüketici Mahkemeleri yetkilidir. Tüketici Mahkemesi, Hakem Heyetleri gibi arabulucu bir kurum değil, doğrudan hukuki bağlayıcılığı olan bir yargı merciidir. Başvuruların yapılabilmesi için dava dilekçesi hazırlanmalı ve ilgili tüketici mahkemesine sunulmalıdır. Eğer tüketicinin bulunduğu yerde Tüketici Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davaya bakabilir.
Arabuluculuk
2020 yılında yapılan düzenlemeyle birlikte, belirli tüketici davalarında arabuluculuk zorunlu hale gelmiştir. Ancak, Tüketici Hakem Heyetlerinin görev alanına giren davalarda arabuluculuk zorunlu değildir. Tüketici Mahkemesi’nde görülecek davalarda ise taraflar mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Tarafların anlaşmaya varamaması durumunda, dava süreci başlatılabilir.
Şikayet Edilecek Diğer Kurumlar
Tüketici, ayıplı mal veya hizmet konusunda yalnızca mahkemeye gitmekle sınırlı değildir. Aynı zamanda, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü’ne, ilgili belediyelerin Zabıta Müdürlüklerine, Rekabet Kurumu’na veya Reklam Kurulu’na da şikayette bulunabilir. Örneğin, satıcının tüketiciyi yanıltıcı şekilde bilgilendirmesi veya haksız ticari uygulamalar yapması durumunda Reklam Kurulu’na başvurularak satıcı hakkında idari yaptırım uygulanması sağlanabilir.
Yazının sonu... Bu yazıda verdiğimiz bilgiler hukuki mütalaa ya da tavsiye niteliği taşımamaktadır. Verilen bilgiler yazılma tarihinde tarihinde yürürlükte olan kanunlara göre verilmiş olup, sizin yazıyı okuduğunuz tarihte güncel olmayabilir!
Bu sebeple; EĞER AMACINIZ HUKUKİ YARDIM ALMAK İSE BİR AVUKATA DANIŞMANIZI TAVSİYE EDERİZ.
Comments